Dünya çapında yapılan araştırmalar sonucunda, çocuklukta akran zorbalığı vakalarının oldukça yaygın olduğu görüldü. Uzman pedagogların görüşlerine başvurulduğunda; bu durumun okullar, aileler ve devletler nezdinde eğitim verilerek çözülebileceği aktarılmakta. Yeni nesillerin eğitimindeki en büyük problemlerden biri olarak görülen akran zorbalığı; ağırlıklı olarak çocuk topluluklarının bir çocuğa yaklaşımı üzerinden gelişmekte. Bu sebeple de topluluk olmayı öğrenen tüm çocukların; bu duyguya ulaşmamaları adına eğitim süreçlerinde çaba gösterilmesi gerekliliği vurgulanıyor.
Bir çocuk veya çocukların oluşturduğu bir topluluk tarafından dışlanan, alay edilen ve hor görülen çocuklar; akran zorbalığı adı verilen bu davranışlar bütününün mağduru olarak konumlanır. Akran zorbalığına maruz kalan çocukların; ilerideki yıllarda psikolojik sıkıntılarla baş etmek durumunda kaldığı ve yetişkinlik dönemlerinde atlatamadığı sorunların oluştuğu da belirtiliyor. Bu sebeple de akran zorbalığı için çözümler geliştirilmesi gerekliliği, uzman pedagogların görüş birliğine vardığı başlıca konular arasında yer alır.
UNESCO’nun yaptığı araştırmalarda, günümüzde yaşayan her üç çocuktan birinin akran zorbalığına maruz kaldığı tespit edildi. Ayrıca araştırmalarda yapılan yorumlar arasında, her beş öğretmenden birinin çocukların zorbaca davranışları nedeniyle ders işleyişinin aksadığı fikri de öne çıkmakta.
Kuzey Karolina Üniversitesi’nde araştırmacı olarak görev yapan Dr. Duygu Dinçer; bu durumun oluşmasındaki başlıca sebebin, aile ve arkadaşlık arasındaki dinamiklerin yanlış gelişimi olduğunu belirtti. Hem akran zorbalığı hem de eğitimdeki zorbalığın, günümüzde siber zorbalık olarak da görülebildiğini aktaran Dinçer; çözüm bulunabilmesi için çalışmaların daha da sıklaştırılması gerektiğini savundu.
Akran Zorbalığına Maruz Kalanların Sorunları Çocuklukta Tespit Edilmeli!
Dr. Duygu Dinçer’in yapılan araştırmalardaki “akran zorbalığı” sorunuyla ilgili yaptığı yorumlar; araştırmalarla paralel ilerledi. Dinçer’e göre; çocukların aile içerisindeki şiddete maruz kalması, yakından tanıklık etmesi ve huzursuzluğu hissetmesi sonucunda bu davranışın ortaya çıkma ihtimali önemli ölçüde artıyor. Benzer ailelerden gelen kitlelerin toplanmasıyla birlikte çocuk çetelerinin oluşabildiğini söyleyen Duygu Dinçer; bu gibi gruplarda zorbalığın adeta bir norm haline geldiğini belirtti. Bu gibi kitlelerden zorbalık gören çocukların büyük zararlar gördüğünü ifade eden Duygu Dinçer; ilerideki yıllarda bu çocuklarda da zorbalığın hat safhada olduğunu veya içlerine kapandığını gözlemlemenin mümkün olduğunu açıkladı.
UNESCO’nun sağladığı verilerden yola çıkan Duygu Dinçer; akran zorbalığının çözümünde öğretmenin kilit bir rol oynadığını ifade etti. Akran zorbalığı nedeniyle akademik performans ve psikolojik sağlığın tehlikeye girebildiğini belirten araştırmacı Dr. Dinçer; yetişkinlik döneminde de o dönemde oluşan sorunların belirginleşebildiğinin altını çizdi. Bu sorunların çözümünün aile, eğitim ve politikalar olduğunu açıklayan Dinçer; öğretmenlerin önayak olacağı ve devletler tarafından koordine edilecek programlara ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Son dönemde Mili Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemede de, benzer bir konuya dikkat çekilmekte. Fiziksel veya siber ortamlarda arkadaşlarına akran zorbalığı uygulayan çocuklara disiplin cezaları verilmesi kararlaştırıldı. İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarında geçerli olacak bu düzenleme; eğitim aşamasında çözülemeyen problemlerin cezayla kısa vadeli çözümlere ulaştırılmasını beraberinde getirecek.