Bakan Tekin: Sınavın güvenliğini riske edecek hiçbir durum söz konusu değil.
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TGRT Haber TV’nin canlı yayınına katılarak Fatih Atik’in eğitim gündemine ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
2024-2025 eğitim öğretim yılının sorunsuz ve başarılı bir şekilde tamamlandığını söyleyen Tekin, gelecek yıldan itibaren Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin 2’nci sınıflarla devam edeceğini, kademeli şekilde bir sonraki yıl da süreceğini ifade etti.
Müfredat değişikliğiyle ne amaçlandığına ilişkin soruyu yanıtlayan Tekin, yeni müfredat ile çağın önerdiği eğitim felsefesiyle uyumlu, beceri odaklı ve dinamik bir program yapmayı hedeflediklerini; Bakanlığa bağlı çeşitli birimlerden, genel müdürlüklerden ve öğretmenlerden Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile ilgili geri dönüşler alıp programın dinamik olmasını ve belirli aralıklarla yenilenmesini sağlayacaklarını vurguladı.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çeşitli ülkelere örnek gösteriliyor
Tekin, başlangıçta özellikle muhalefetin ve muhalif sendikaların oluşturduğu iklimin, öğretmenler tarafından tersine döndürüldüğünü belirterek, öğretmenlerin programlarla ilgili pozitif geri dönüşler yaptığını dile getirdi.
Her kararı öğretmenlerle aldıklarının altını çizen Tekin, planlı ve plansız yüzlerce öğretmenler odası toplantısı yaptıklarını söyleyerek, “Öğretmen arkadaşlarımız bizimle birlikte hareket etmezlerse, onlarla birlikte çalışmayı içselleştiremezsek beceremezsek yapmaya çalıştığımız birçok şeyin karşılığı olmayacaktır.” dedi.
Bakan Tekin, İstanbul’da yapılan 59. PISA Yönetim Kurulu Toplantısı’nı anımsatarak, “PISA Yönetim Kurulu Başkanı’nın Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile ilgili ‘Birçok ülkeye örnek gösterilebilecek bir model, bunu farklı ülkelerde anlatmanızı istiyoruz.’ açıklaması oldu. Bu bizim için gerçekten çok önemli.” diye konuştu.
Tekin, FETÖ ile bağlantılı yayınevi ve dershanelerin vesayet oluşturduğunu ifade ederek, “Vesayetçi yapı kırılmadığı sürece, herhangi bir alanda iktidarın, hükûmetin ya da Bakanlığın politikalarının hayata geçirilmesi mümkün değil. MEB bünyesinde FETÖ mücadelesi yapılmamış olsaydı, bahsettiğimiz politikaların hayata geçirilme ihtimali yoktu çünkü orada çok ciddi bir vesayet söz konusuydu.” açıklamasını yaptı.
“Sınavın güvenliğini riske edecek hiçbir durum söz konusu değil”
15 Haziran’da yapılan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezÎ sınavla ilgili tartışmalara yönelik soruyu yanıtlayan Tekin, hassas konularda yalan haberlerin doğru haberlerden daha hızlı yayıldığını belirterek şunları kaydetti:
“Velilerin, öğrencilerin duygularını istismar eden, gasbedici insanlar var. Öğretmen arkadaşlarımızın ve okullardaki idarecilerin emeklerini gasbeden, yalan yanlış bilgiler ileri süren kişiler var. Bahsettiğiniz konu doğru. LGS sınavında soru kitapçığımız bizim arzu ettiğimiz, alenen açıklanmasını istediğimiz saatten daha önce açıklandı fakat sabah sözel kısımdaki sınav başlayıp tamamlandıktan yaklaşık bir saat sonra, saat 11.57’de sosyal medyada paylaşılıyor. Bizim istediğimiz saatten daha erken yayımlandı ama sınavın güvenliğini riske edecek hiçbir durum söz konusu değil. Buna rağmen biz o yayını yapan kişiyle ilgili gerekli suç duyurusunda bulunduk.”
Tekin, MEB’in Teftiş Kurulunca konuya ilişkin araştırmaların yapıldığını ve sınavın güvenliğiyle alakalı bir sorun bulunmadığını ifade ederek sınav iptalinin de söz konusu olmadığını dile getirdi.
Bakanlık tarafından serbest kıyafet konusunda alınan kararın sebebine ilişkin soru üzerine Tekin, bu konuda sosyoekonomik durum gibi çeşitli sebeplerle veliler, öğretmenler ve okul idarecilerinden şikâyetler aldıklarını söyleyerek şu yanıtı verdi:
“Artık her okul kendi kıyafetini tanımlayacak. Bunu yaparken herhangi bir marka ya da herhangi bir mağazaya yönlendirmek gibi bir durum söz konusu değil. Okul idarecilerimizden istediğimiz şey, çocukların giyecekleri kıyafeti sadece tanımlamalarıdır. Yani diyecek ki gri tişört, lacivert pantolon ya da etek, bunun malzemesi yün ya da her neyse onunla ilgili tanımlamasını yapacak. Öğrencimiz ister kendi ilinden, ister başka bir ilden o renkte o koşullara uyan kıyafetleri alıp kullanacak. Bir kararımız daha var, okul idaresinin çocuklarımızın her bir kademe için kıyafetlerini değiştirmesini istemiyoruz ki veliye ilave bir külfet ve maliyet çıkmasın. Aynı şekilde okul idarelerinin ya da okul aile birliklerinin veliyi herhangi bir satış birimine ya da mağazaya yönlendirmesini de engellemiş olduk böylece. Veli istediği yerden alışveriş yapacak.”