Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir-Abdullahiyan bakanlıkta bir araya geldi. Her iki bakan görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu görüşmeye ilişkin, “İran Cumhurbaşkanının ülkemize ziyaretinin gerçekleşmesi için cumhurbaşkanımızdan da talimat aldık, hazırlıklarımızı yapacağız. Bugün yaptığımız görüşmelerde ikili ilişkilerimizi tüm boyutlarıyla değerlendirdik. Karşılıklı yatırımların artması konusunda da hemfikiriz. İran’dan doğalgaz tedarikimizin artması için de çalışmalarımız vardı. Geçen yıl ve bu yıl kış aylarında bir kesilme, azalma oldu. Eğer teknik arıza varsa bunların giderilmesi için biz de katkı sağlamaya hazırız, Sayın Cumhurbaşkanımız da kesintilerin sonlandırılması ricasını iletti. İran’da üretim kapasitesinin arttırılması için yapılabilecekleri de görüştük” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, terör ile ilgili, “PKK tehdidinin ortadan kaldırılması konusunda biz gerekli tedbirleri alıyoruz, içeride ve dışarıda atılması gereken adımları atıyoruz. Suriye bağlamında da bu konuları değerlendirdik. Suriye konusunu da geniş olarak değerlendirdik. Sınır ve toprak bütünlüğü konusu her zaman bizim önceliğimizdir. Gerek İran gerek Türkiye olarak Suriye’nin sınır, toprak bütünlüğü ve siyasi birliğini güçlü olarak destekliyoruz. Devam eden bir savaş var. Bu doğrultuda Astana formatı çerçevesinde aslında önemli adımlar da attık; ama artık sonuç odaklı adımların atılması lazım. Bu doğrultuda rejim ile angajman süreci başladı. Önümüzdeki süreçte dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantı yapılması planlanıyor. İran’ın da bu sürece katkısının çok önemli olduğunu vurguladık. Önümüzdeki süreçte atılacak adımların netice getirmesi konusunda İran ile de yakın olarak çalışacağız” diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye-İran-Irak 3’lü mekanizmasını canlandırmaları gerektiğini kaydederek, “Özellikle Irak ile ilgili bölgesel sahiplenme önemli. Bizim Irak ile ilgili başka ülkelerin gelip de burada yönlendirmesi ile adım atmamıza gerek yok. Irak’ta bir sorun varsa bizim sorunumuz, Suriye’de bir sorun varsa bizim sorunumuz, İran’da bir sorun varsa bizim sorunumuz. Batı’dan ülkelerin gelip de ahkam keserek bizleri bir araya getirmeye çalışması aslında bize hakarettir. Bu herhangi bir ülkeye karşı olduğumuz için değil. Bizim gidip Batı’da iki ülkeyi bir araya getirme çabamız ne kadar absürtse, Irak ile ilgili bir toplantıda da başka bir ülkenin gelip burada bizleri bir araya getirmeye çalışması ya da ‘getirdim’ edasında bulunması doğru bir yaklaşım değil. Biz Türkiye olarak bunları kendimize yediremiyoruz. Afganistan‘da kız çocuklarının eğitimi konusunda kadınlara yönelik yasak konusunda da hemfikir olduğumuzu teyit ettik” diye konuştu.
Soruları yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, savaşın etkisi ile Suriye’nin teröristler için bulunmaz bir fırsat olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, “Suriye’de PKK ve YPG’nin amacı belli, bazı ülkelerin desteği ile sürekli güçlenmeye çalışıyorlar, Suriye’yi bölmek amacındalar. Terör devleti kurmak niyetindeler. Sınırımızın hemen ötesinde bir terör koridoru oluşturmak istediler. Biz gerek DEAŞ gerek PKK’ya yönelik operasyonlar ile bu planları öldürdük. Teröristlere karşı müdahalelerde bulunuyoruz. Ama bu teröristlerin buralardan temizlenmesi gerekiyor. Rusya, ABD söz verdi, 2019 yılında mutabakata vardık, iki ülke de sözünde durmadı. Halen bu teröristler sınırımızın ötesinde. Teröre karşı hep birlikte mücadele etmemiz lazım” dedi.
Stockholm’de YPG/PKK’nın provokasyonuna ilişkin savcılığın kararına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, “Savcının ‘soruşturmaya gerek yoktur’ kararı son derece absürttür. Hepimiz hukukun üstünlüğünün ne demek olduğunu biliyoruz. Şimdi bu eylem kimler tarafından yapılıyor? Teröristler, terör propagandası ile birlikte yapılıyor. İsveç’in ahitnameye baktığımızda bunlarla mücadele sözü var mı? Var. İfade özgürlüğünden bahsediyoruz. Bu saldırı, bu provokasyon ırkçı bir saldırı mı? Evet. Irkçılık İsveç’te suç mu, değil mi, onun cevabını versinler. Nefret suçu içeriyor mu? Evet içeriyor. İsveç’te nefret suçu işlemek serbest mi değil mi, onun cevabını versinler. Kimse bizi ‘İsveç’te ifade özgürlüğü var, bu suç değildir’ diye kandırmaya çalışmasın, kimse bize bunu söylemesin. Bu, ırkçı ve nefret suçu içeren bir eylemdir. Bu evrensel değerlere de karşıdır, uluslararası hukuka göre de suçtur. İsveç, kelime oyunları ile bizi oyaladığını düşünüyorsa, aldandığını, kendisini aldattığını söylemek isterim. Ya teröristlerin döşediği mayınlara kurban olacaklar ya da hepimizin güvenliğini düşünerek ahitnameyi uygulayarak ileriye doğru yürüyeceğiz. Burada da tercih İsveç’indir.” ifadelerini kullandı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir-Abdullahiyan, İran’daki protestolara ilişkin sorulan bir soruya, “İran’da kadınlar çok yüksek özgürlük haklarına sahipler. Bir İranlı kızın doğal ölümüyle gözlerini dünyaya kapatması esasen hepimizi üzüntüye boğdu. Yabancı güçlerin müdahalesiyle ve sosyal medyanın desteğiyle siyasi ve özel amaçlar ile İran aleyhinde bir komploda bulunuldu. Şayet batı, dünyada ve bölgemizde kadın haklarının savunucusu olduğunu iddia ediyorsa neden Filistinli gazeteci Şirin Hanımın Siyonist rejiminin eliyle ölümüne karşı çıkmadı, bir tepki vermedi?” cevabını verdi.