AİHM’den Osman Kavala’ya ilişkin karar gündeme geldi.
10 Aralık 2019’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına karar vermişti. Son olarak, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Kavala’nın Ocak 2024’e kadar serbest bırakılmaması durumunda Türkiye delegasyonunun oy hakkının kaldırılmasını öngören bir kararı kabul etmişti.
AİHM, Osman Kavala’nın ikinci başvurusuna öncelik verdiğini ve Türk Hükümeti’nden başvurunun incelenmesi için cevaplamasını istediği soruları açıkladığını belirtti. Bu başvuruyu, 18 Ocak 2024’te hükümete ilettiğini ve savunmanın mahkemeye iletilebilmesi için Hükümet’ten 16 Temmuz 2024 tarihine kadar yanıt beklediğini duyurdu.
Profesör Başak Çalı, Profesör Philip Leach ve Kavala’nın avukatları tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Osman Kavala’nın derhal salıverilmesini gerektiren 2019 ve 2022 tarihli kararların icrasını denetlemeye devam etmektedir. Türkiye hukuken bağlayıcı olan bu kararlara uymakla yükümlüdür. Mahkemeye yapılan yeni başvuru, Bakanlar Komitesi’nin denetim süreci ve Türkiye’nin AİHM’in kararından doğan ve devam eden hukuki yükümlülükleri üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Yeni başvuru, AİHM’in 2019 yılında verdiği ihlal kararından beri devam eden ve yeni hak ihlallerini dile getirmektedir.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemlerinden itibaren ‘Türkiye’nin Soros’u’ olarak hedef gösterdiği Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de Gaziantep’te gözaltına alınarak İstanbul’a götürüldü.
Gözaltı gerekçesi ilk başta açıklanmadı ve soruşturmanın gizli olduğu belirtildi. Kavala, 1 Kasım’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklama, Gezi eylemleri bağlamında ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve 15 Temmuz darbe girişimi bağlamında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamalarına dayandırıldı.
İddianame sürecinde dosya ikiye ayrıldı. Gezi eylemlerine ilişkin iddianame, 19 Şubat 2019’da hazırlandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 10 Aralık 2019’da Kavala’nın derhal serbest bırakılması yönünde karar verdi. Ancak Kavala, ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla yürütülen davanın 18 Şubat 2020’deki altıncı duruşmasında beraat ettiği halde hemen ardından ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla tekrar gözaltına alındı ve tutuklandı. Ardından ‘siyasal veya askeri casusluk’ suçlamasıyla tekrar tutuklandı.
Kavala haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle 4 Mayıs 2020’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Ancak başvuru reddedildi. AİHM’in bağlı bulunduğu Avrupa Konseyi, 25 Ocak 2021’de ‘Kavala’nın serbest kalması rica değil, bağlayıcı hukukun gereği’ diye Türkiye’ye hatırlatmada bulundu.
İstanbul 36’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde Kavala’nın ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve ‘siyasi ve askeri casusluk’ suçlarından yargılandığı davanın ikinci duruşması 5 Şubat’ta görüldü. Mahkeme, Kavala’nın tahliye edilmemesine karar verdi.
AYM’nin gerekçeli kararı 23 Mart’ta açıklandı. Kavala’nın serbest bırakılmaması konusunda başkan da dahil olmak üzere yedi üyenin şerh düştüğü görüldü.
Gezi Parkı eylemlerinin üçüncü kez yargılandığı davada Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verildi. Daha sonra 8 Ekim’de Kavala dahil 16 hak savunucusu ve Beşiktaş futbol takımı taraftar grubu çArşı’nın 35 üyesi birlikte yargılandı. Mahkeme, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını öngören kararı üçte iki çoğunlukla kabul etti. Ancak Türkiye Dışişleri Bakanlığı, bu kararı ‘demokratik değerlere aykırı’ buldu.