Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) yaptığı açıklamaya göre, bugün itibarıyla Dünya‘nın nüfusu 8 milyarı buldu. UNFPA’nın kamuoyuyla paylaştığı raporda bu sayının ilerleme sürecine de değinildi. 2030 yılında 8.5 milyar seviyesinin test edileceğini aktaran rapor; 2050’de 9.4 milyar, 2100’de ise 10.4 milyar insanın Dünya’da bulunacağına tahminleri arasında yer verdi. Bu süreçte dünya üzerindeki tüm halklarda nüfus artış oranının gitgide düşeceği tahmini de rapordaki yerini aldı.
Dünya’nın nüfus artış hızı; rapordaki bilgilerde de yer verildiği üzere, 1970’li yıllardan bu yana azalmakta. Hızın gitgide aşağı yönde ilerlemesi, bazı çevrelerde ilerleyen yıllar için gerileme ihtimalini de düşündürmeye başlamıştı. Ancak son 50 yılda azalma evresine hiçbir şekilde girilmedi. 2020 yılında ilk defa yüzde 1’in altında artış gösteren Dünya nüfusu; son iki yılda da benzer bir ivme gösterdi. Yüzde 1’in altındaki artış grafiğinin uzun yıllar daha bu şekilde ilerleyeceği konuşuluyor.
Nüfus artışına yönelik hazırlanan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun raporunda; artış sürecinin 2100 yılına kadar kesintisiz olarak ilerleyeceği öngörülüyor. 7 milyar nüfusa 2010 yılında ulaşan Dünya, 8 milyar baremini ise 12 yılda geçebildi. Bir sonraki barem olarak görülen 9 milyar seviyesinin ise, 2036 veya 2037’de görülmesi bekleniyor.
Afrika’da Artış Sürüyor, Avrupa ve Doğu Asya Azalıyor!
Dünya’daki nüfus artış oranlarının bölgelere endekslendiği raporda; Sahra altı Afrika ülkelerindeki doğum oranlarının fazlalığı dikkat çekti. Nüfus artış oranına büyük bir payda sağlayan Afrika ülkelerinin; 2050 yılına dek artış oranlarının önemli bir kısmını elde edeceği tahminine de raporda yer verildi. Nüfus sayısının en yüksek rakamları gördüğü Çin ve Hindistan’da ise dengelerin değişeceği öngörülüyor. Son yıllarda Çin’e çok yaklaşan Hindistan’ın; bir yıl sonra Çin’i geride bırakacağı ve en yüksek nüfusa sahip ülke olacağı tahmin ediliyor.
Nüfusun azalmaya başladığı ülkelerde ise Avrupa ve Doğu Asya bölgesi öne çıkıyor. Doğu Avrupa’da yaklaşık 30 yıldır dengeli veya azalarak şekillenen demografik yapı; Güney Avrupa’da da benzer bir yapıyı beraberinde getirdi. Doğu Asya ülkelerinde de son yıllarda nüfus oranının azalma ivmesine geçtiği görülmekte. Avrupa’da ve Doğu Asya’daki azalma ivmesinin başlıca nedenleri olarak; doğurganlığın azalması ve özellikle Doğu Avrupa’daki yoğun göç hareketleri sebep olarak gösteriliyor.
Nüfus artışının gelir dengesini de inceleyen UNFPA raporunda; alt-orta ve düşük gelirli ülkelerin baş çektiği tespit edildi. 1 milyarlık nüfus artışının yakalandığı 12 yıllık sürede, yalnızca 250 milyon kişinin yüksek gelirli kesimde dünyaya geldiği ortaya çıktı. Geriye kalan 750 milyonun ise, görece daha alt gelir seviyesinde olduğu belirlendi.
Dünya nüfusuna katılan yeni 1 milyar nüfusun 177 milyon ile Hindistan’dan geldiği de açıklandı. Hindistan’ı takip eden Çin’in 73 milyon, Nijerya’nın da 60 milyon rakamına ulaştığı görüldü. Asya’daki nüfus artışının Hindistan ve Çin gibi ülkelerle devam etmesi; en kalabalık kıtanın uzun yıllar daha Asya olacağını gösteriyor. Ancak Afrika’daki artış ivmesinin devamı da, 2038 yılında Afrika’daki nüfusun 2 milyar seviyesini göreceğine işaret ediyor.
12 yıl önceki 7 milyar seviyesinde en çok çekinilen Dünya tehlikeleri arasında yer alan iklim problemlerinin; 8 milyar seviyesinde de aynı şekilde sürdüğü görüldü. İklim krizi ve doğal kaynakların orantısız kullanımının getireceği problemleri de vurgulayan Birleşmiş Milletler raporu; son yıllarda yeniden baş gösteren göç probleminin de Dünya nüfusuna olumsuz etkiler bırakacağını aktardı.
