Türk sinemasının en parlak yıllarının başlıca yıldızlarından Filiz Akın, günümüzde oyunculuk kariyerine devam etmemekte. Özellikle de 2000’li yıllarda pek çok kez hastalıklarla mücadele etmek durumunda kalan Filiz Akın; kendi mücadelesinin başarısı sonrasında, toplumun bu konudaki farkındalığının artmasına yönelik önemli çalışmalarda bulundu. Yakın dönemde de yine kanserle alakalı bir dizi operasyon geçirmek durumunda kalan ünlü isim; kendisinden sonra gelen jenerasyonlara örnek olabilecek bir mücadele sergilemeyi sürdürüyor.
Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasından biri olarak anılan Filiz Akın’ın kariyeri ve özel hayatına dair birçok detay, bu yazıda okuyucularla buluşuyor.
Filiz Akın Kimdir?
2 Ocak 1943 yılında Ankara’da dünyaya gelen Filiz Akın, Arnavut kökenli bir baba ve Çerkes kökenli bir annenin kızıdır. İlköğrenimini Ankara’daki Sarar İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi ise Ankara Koleji’nde tamamlayan Filiz Akın; 1960’ta okulu bitirmesinin hemen ardından iş hayatına atıldı. American Export Lines isimli bir şirketin Ankara acentesinde çalışmaya başlayan Akın, bir yandan da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nde kısa süre de olsa okuma şansı buldu. İş hayatı esnasında İngilizce ve Fransızca öğrenen Filiz Akın; çalıştığı şirkette başarılı bir kariyer çizgisi yakalamıştı.
Lise arkadaşı Oya San’ın annesinin ısrarıyla dönemin Artist mecmuasına fotoğraflarını yollayan Filiz Akın, derginin düzenlediği yarışmada birinci seçildi. Ancak ödülün kendisine verilmesi için Akasyalar Açarken filminde oynanması şartı kondu. Bu durum üzerine ödülü kabul etmeyen Akın; ünlü yönetmen Memduh Ün’ün Ankara’ya gelerek kendisini ikna etmek için çaba göstermesinden etkilendi ve rolü kabul etti. İlk filminin anlaşması sonrasında birçok filmden daha teklif alan Filiz Akın, 1962 yılı itibarıyla sinemanın yeni yıldızı olmuştu.
Yeşilçam’ın altın yılları olarak anılan 60’larda onlarca yapımda rol alan Filiz Akın; oynadığı birçok filmi kendisinin de beğenmediğini söylemekte. 1964 yılında yer aldığı Gurbet Kuşları filmi ise, Filiz Akın’ın da sinematografisindeki önemli yapımlardan biri olma özelliğini taşımaktaydı. 1962-1972 yılları arasında toplamda 116 filmde rol alan Filiz Akın, 1971’de Ankara Ekspresi adlı filmle ilk Altın Portakal ödülünü kazandı.
Özel Hayatı
1964 yılında Kadın Berberi isimli filmde tanıştığı yapımcı Türker İnanoğlu’yla ilk evliliğini yapan Filiz Akın; bu evlilikten tek çocuğu olan İlker İnanoğlu’nu dünyaya getirdi. O dönemki birçok yapımda beraber yer alan Akın ve İnanoğlu; 1974’te boşanmaları sonrasında bir araya gelmedi. 1975 yılında Cüneyt Arkın’la birlikte oynadıkları Babaların Babası filminden sonra sinemayı bırakan Filiz Akın; özellikle de dönemin “seks filmi” klişelerine girmemek için bu kararı aldığını belirtmişti. Bu sürecin ardından televizyon sunuculuğu, assolistlik ve tiyatro oyunculuğunu deneyimleyen Akın; 1982 yılında ise Paris’e taşındı.
İkinci eşi Bubi Rubinstein ve günümüzdeki eşi Sönmez Köksal’la Paris’te tanışan Filiz Akın; uzun yıllar boyunca Avrupa’da yaşadı. 1989 yılında Geçmiş Bahar Mimozaları dizisiyle yeniden ekranlara dönen Akın; 2011 yılında Gün Akşam Oldu isimli yapımla bir kez daha televizyonda şansını denemişti.
2000’li yıllarda ağırlığını kitap yazmaya ve yardım etkinliklerine veren Filiz Akın; 60’lı yılların filmlerini günümüzde dahi izleyenler tarafından takdir edilmekte.