Ceren Benderlioğlu: Eşref Rüya’ya evet dememek büyük bir şanssızlık olurdu

“Eşref Rüya” ile seyirci karşısında… Kanal D’nin sevilen dizisinde ‘ağır abla’yı oynayan Benderlioğlu, sanat dünyasının ‘evli, mutlu, çocuklu’ yıldızlarından biri. 2010’da meslektaşı Emir Benderlioğlu ile hayatını birleştiren ve 2013’te kızı Nur’u dünyaya getiren oyuncunun evlilik üzerine söyledikleri sosyal medyada gündem oldu.

Ceren Benderlioglu esref ruya hayir demek sanssizlik olurdu habermeydan

Ceren Benderlioğlu: Eşref Rüya’ya evet dememek büyük bir şanssızlık olurdu

Benderlioğlu’nun özeliyle işi arasında nasıl bir denge kurduğunu dile getiren sözlerinin bu kadar çok ilgi görmesinin asıl sebebinin, insanların, ünlülerin samimiyetlerine duyduğu özlem olduğu kanaatindeyim. Röportajı okuyunca eminim siz de Ceren Benderlioğlu’nun kalbiyle konuşan, çok samimi ve çok içten bir insan olduğunu hissedeceksiniz.

Okurlarımıza iyi bayramlar diliyor ve sormak istiyorum; çocukluğunuzda bayramlar nasıl geçerdi, şimdi nasıl?

Çocukken bayramlar bir başka güzel olurdu. Kuzenler, kardeşler, aile büyükleri bir araya gelir; evler neşe ve kalabalıkla dolup taşardı. O zamanların heyecanı, kokusu, hatta sesleri bile hâlâ kulaklarımda… Şimdi ise bayramlar biraz daha sakin geçiyor. Bu vesileyle, bu röportaj aracılığıyla herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. Sevgiyle, sağlıkla, huzurla geçsin nice bayramlar…

“Eşref Rüya” ve oynadığınız Irmak Bozok’un nesi sizi cezbetti?

Öncelikle senaryo muhteşemdi. Detaylıca okuyunca, oynayacağım rolün benim için biçilmiş kaftan olduğunu ve karakteri çok farklı yerlere taşıyabileceğimi fark ettim. Ardından yönetmenin ismi, yapımcı, kanal, oyuncu kadrosu… Hepsi puzzle’ın en güzel parçalarıydı. “Evet” dememek herhalde büyük bir şanssızlık olurdu.

Dizi veya film için teklif geldiğinde olmazsa olmazlarınız nelerdir?

Açıkçası, senaryoda oynayacağım karakterin nasıl yazıldığı, hikâyeye nasıl hizmet ettiği benim için çok önemli. Yapımcının kim olduğu, daha önce ne işler yaptığı, setin işleyişine bakış açısı da çok önemli çünkü evimizden çok daha fazla zamanı sette geçiriyoruz. Aslında ‘olmazsa olmazlarım’ çok fazla. Tüm bunları detaylıca anlatmak için seminer vermem gerekebilir! Yine de şunu söylemeliyim ki özellikle son beş yılda sektörde ciddi bir gelişme var.

Senaryo koklamak gibi bir yeteneğiniz var mı?

Mezun olduğum üniversitede senaryo yazım teknikleri üzerine ciddi anlamda dersler aldım. Bu nedenle bir hikâyenin ne anlatmak istediğini, giriş-gelişme-sonuç yapısını ve climax noktasını teknik olarak çok iyi analiz edebiliyorum. ‘Senaryo koklama’ yeteneğim olduğunu söyleyebilirim. Umarım bunu söylerken egolu biri gibi görünmem.

“Bu tutmaz” deyip reddettiğiniz işlerden tutan, “tutar” dediklerinizden tutmayan oldu mu?

Elbette oldu. Biteceğini bile bile başladığım işler de oldu; “ya tutarsa” diye düşündüğüm… Oyuncuların takımı sahiplenmesi, rollerine emek vermesi; bazen “bu tutmaz” denilen bir işi şahlandırabiliyor. Çok eskiden oynadığım bir dönem işi vardı. Gerçekten tutmaması imkânsızdı. Ama dönemin şartları, yatırılan paranın çok yüksek oluşu ve reklam gelirlerinin düşük olması nedeniyle yayından kaldırıldı. Bazen “kısmet” deyip geçmek gerekiyor. Tıpkı daha olgunlaşmamış bir meyve gibi…

Çekimler nasıl gidiyor? Ekipteki kankanız kim?

Çekimler çok yoğun ve dolu dolu geçiyor. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz, sürekli zamana karşı bir yarış hâlindeyiz. Ekipteki tüm arkadaşlarımla aynı mesafedeyim. Özellikle birini diğerinden ayırmak gibi bir huyum yok. Ayrıca herkesle çok içli dışlı olabilen biri de değilim çünkü kendi hayatımda da bir sürü koşturmam var. Ama zamanla bu setten de bana çok güzel dostluklar çıkacağından eminim.

Dizi sektörü, her karakter oyuncusunun hak ettiği değeri gördüğü bir yer midir?

Her oyuncunun kendi dinamiği var. Oyunculuk, en az bir sporcu kadar disiplin gerektiriyor. Mental sağlığınızı güçlü tutmalı, sürekli kendinizi geliştirmeli, spor yapmalı ve sanki her an sahneye çıkacakmış gibi hazır olmalısınız. Yenilikleri takip etmeniz ve öğrenmeye açık olmanız şart. Biz dışarıdan ‘maça çıkmıyor’ gibi görünsek de sete çıktığımızda bir sporcu gibi yorulabiliyoruz. Bu yüzden mental ve fiziksel sağlığımız çok önemli. Herkesin bir ‘pişme’ süreci vardır. Bu yüzden karakter oyuncularını tek bir kategoriye indirgemek bana pek doğru gelmiyor.

Exit mobile version