Ulaştırma Bakanlığı’ndan yolsuzluk iddialarına cevap…
CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Türkiye Raylı Sistem Araçları A.Ş. aracılığıyla adrese teslim bir ihale hazırlığı yaptığını ve bunun “son yılların en büyük vurgun girişimlerinden biri” olduğunu öne sürdü. Yavuzyılmaz’ın iddiaları üzerine Bakanlık yazılı bir açıklama yayımlayarak suçlamalara yanıt verdi.
Açıklamada, Yavuzyılmaz’ın sosyal medya paylaşımlarında dile getirdiği “adrese teslim ihale”, “5 yılda 300 adet ihalesiz alım” ve “600 milyon euro peşkeş” gibi ifadelerin gerçeği yansıtmadığı vurgulandı. Bakanlık, seri üretime yönelik herhangi bir alım garantisi bulunmadığını belirtti.
Bakanlığın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“CHP’li Deniz Yavuzyılmaz’ın ‘Türkiye Raylı Sistem Araçları A.Ş. üzerinden 600 milyon euroluk vurgun planı’ iddiasıyla yaptığı açıklamalar, teknik kayıtlar ve ihale dosyaları incelendiğinde tamamen geçersiz kalmıştır. Vekilin dolaşıma soktuğu ‘adrese teslim ihale’, ‘5 yılda 300 adet ihalesiz alım’, ‘600 milyon euro peşkeş’ gibi söylemlerin tamamının doğru olmadığı net biçimde ortaya çıkmıştır. Seri üretime yönelik alım garantisi kesinlikle bulunmamaktadır.
Gerçekte ihale, Dizel-Elektrikli Coco Lokomotif Projesi kapsamında yalnızca bir adet prototip cer zinciri için yapılmaktadır. Proje henüz prototip aşamasında olduğu için seri üretimden bahsetmek teknik olarak da mümkün değildir. Dolayısıyla ‘300 adet zorunlu alım’ iddiası tamamen gerçek dışıdır.
Ayrıca ‘ihalenin tek firmaya göre hazırlandığı’ yönündeki iddia da doğru değildir. Hazırlık sürecine Almanya, İspanya, İsviçre ve Fransa’dan toplam 8 uluslararası firma dahil edilmiş, hiçbir firma şartnamenin rekabeti kısıtladığı yönünde itirazda bulunmamıştır. Hatta rekabeti artırmak amacıyla bir yabancı firmanın talebi üzerine ihale süresi uzatılmıştır.
‘ASELSAN ve TÜRASAŞ devre dışı bırakıldı’ iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Şartname, tam tersine, cer motorlarının seri üretim aşamasında TÜRASAŞ’ın teknolojiyi yerlileştirmesini zorunlu tutmaktadır. Bu hüküm, yerli üretimin önünü açmak amacıyla eklenmiştir ve iddiaların manipülatif niteliğini gözler önüne sermektedir.
En kritik konu ise rakamlardır. Kamuoyuna ‘600 milyon euro peşkeş’ şeklinde yansıtılan iddialar, muhammen bedelin yaklaşık 300 katı abartılarak sunulmuştur. Özetle; ortada 600 milyon euroluk bir plan yok, 5 yıl sürecek ihalesiz bir anlaşma yok, 300 adetlik zorunlu alım yok ve adrese teslim bir ihale yoktur. Bu iddialar tamamen sosyal medya üzerinden ortaya atılan kurgusal bir anlatının ürünüdür ve gerçekte pazar rekabeti içinde yerli ve milli üretimi engellemeye dönük girişimlerden kaynaklanmaktadır.”
