Bakırköy Kiptaş Müteahhidi Ali Nuhoğlu’nun 480 milyon liralık vurgun yaptığı öne sürüldü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” soruşturmasında hazırlanan iddianame, kamu ihalelerinden elde edilen gelirlerin nasıl sisteme sokulduğunu gözler önüne serdi. Belgelerde, Sarıyer’deki toplam 480 milyon TL değerindeki iki villanın usulsüz şekilde “İmamoğlu İnşaat”a devredildiği ve bu villalar üzerinden suç gelirlerinin aklandığı tespit edildi.
Ali Nuhoğlu Örgüte Katıldıktan Sonra Zenginleşti
İddianamede, örgüt üyesi olduğu belirtilen Ali Nuhoğlu’nun, İmamoğlu’nun yönlendirmesiyle kamu ihalelerinden elde edilen gelirlerin yönetiminde aktif rol oynadığı vurgulandı. Belgelerde, Nuhoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2018’de ekonomik zorluk nedeniyle konkordato ilan ettiği, ancak “İmamoğlu suç örgütü”ne dahil olduktan sonra hızla zenginleştiği kaydedildi.
Paravan Şirketlerle Kara Para Zinciri Kuruldu
Soruşturma dosyasında, İstcon A.Ş., Trend A.Ş., Neoray İnşaat A.Ş. ve Akbulut Endüstri A.Ş. isimli şirketlerin, görünürde farklı kişiler adına kayıtlı olsa da fiilen Nuhoğlu’nun kontrolünde olduğu belirtildi. Bu şirketler, İBB ihalelerinden elde edilen gelirleri yönlendirmek ve paylaşmak için suç örgütü adına faaliyet yürüttü.
Villalar Tarım Şirketi Üzerinden Alındı
İddianamede, Nuhoğlu’nun 2021’de kurduğu Güllüce Tarımcılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. aracılığıyla, herhangi bir ticari geçmişi olmamasına rağmen yüksek bedelli taşınmaz alım-satım işlemleri yaptığı ifade edildi. Sarıyer’deki iki villa 31 milyon TL bedelle alınmış, ancak MASAK raporlarına göre ödeme, İstcon A.Ş. – Trend A.Ş. – Nuhoğlu – Güllüce Tarımcılık zinciri üzerinden aktarıldı.
Kamu Avansından Villalara Para Ağı
Mali incelemelere göre, KİPTAŞ A.Ş.’nin İstcon A.Ş.’ye yaptığı 199,5 milyon TL’lik avans ödemesi, villaların alımına yönlendirildi. Bu yöntemle, kamu ihalelerinden elde edilen gelirler taşınmaz edinimi yoluyla sisteme sokuldu.
Devir İşlemiyle Suç Geliri Meşrulaştırıldı
Güllüce Tarımcılık’ın daha sonra İmamoğlu İnşaat’a devredildiği ve sözleşmede devir bedelinin 48 milyon TL olarak gösterildiği, ancak fiilen sadece 15 milyon TL ödendiği tespit edildi. Kalan 33 milyon TL’lik fark ise “villa devri taahhüdü” ile kapatıldı. Savcılığa göre bu işlem, görünürde ticari bir faaliyet gibi düzenlense de gerçekte suç gelirlerinin yasal bir kılıf altında sisteme sokulması anlamına geliyor.
İki Villa Üzerinden 480 Milyon TL’lik Vurgun
Vergi Denetim Kurulu raporuna göre villaların her biri 240 milyon TL değerinde olmasına rağmen satışta toplam bedel 48 milyon TL gösterildi. Savcılık, taşınmaz devrinin muvazaalı (hileli) olduğunu vurguladı.
İddianamede, “Kamu kaynaklarından sağlanan ihale bedelleri, örgüt kontrolündeki firmalara yönlendirildi. Bu gelirler, gayrimenkul alımı, şirket devri ve sahte ticari işlemler üzerinden sisteme dahil edildi” ifadelerine yer verildi. Ali Nuhoğlu’nun fiilen suç gelirini yönettiği, Ekrem İmamoğlu, Hasan İmamoğlu ve Tuncay Yılmaz’ın ise nihai menfaat sağlayan kişiler olduğu belirtildi.
