Erdoğan: Türkiye’yi yok sayma girişimleri karşısında da gerekli tepkiyi her zaman verdik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Ankara'ya gerçekleştireceği ziyaret öncesi Yunanistan'ın Kathimerini gazetesine mülakat verdi.

Turkiyeyi yok sayma girisimleri karsisindada gerekli tepkiyi her zaman verdik habermeydan

Erdoğan: Türkiye’yi yok sayma girişimleri karşısında da gerekli tepkiyi her zaman verdik.

Yunanistan’ın Kathimerini gazetesine mülakat veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz, dünyanın takdirle izlediği şekilde hem bölgemizde hem dünyanın değişik coğrafyalarında nasıl barışın kök salması için çabalıyorsak, Ege Denizi’nin iki yakasında da barışın ve huzurun ebediyen hakim olması için elimizden geleni yaparız.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Yunanistan’ın sadece aynı coğrafyayı değil, birçoğu tarihsel boyut taşıyan ortak unsurları da paylaştığını kaydederek, “Tabii ki aynı düşünmediğimiz konular bulunuyor, fakat uzlaşabileceğimiz başlıkların da sayısı az değil. Açık yüreklilikle tüm konuları bir arada konuşup çözüm yolunda adımlar atabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz günlerde Ankara, Yunanistan’ın Ege’de deniz parkları konusunda atmak istediği adımlara tepki gösterdi. Atina, bu adımların ‘çevre’ konusu ile alakalı olduğunu söylerken, Türkiye Dışişleri Bakanlığı da ‘adaların egemenliği’ konusunu gündeme getirdi. Sayın Miçotakis, Yunanistan’ın deniz parklarını ilan edeceğini belirtti. Sadece denizdeki kullanım hakları değil, kara üzerindeki egemenlik konuları da gündeme geldiği zaman, diyalog ilerleyebilir mi?” sorusu üzerine, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Egemenlik konularının gündeme gelmesi diyalog zeminine zarar veren ve ilerlemesini engelleyen bir durum değil. Bizler bu zemini her koşulda koruyabilir ve ilerlemeyi sağlayabiliriz. Bu konular da zaten ele almamız gerekenler listesinde müstesna bir yere sahip. Oldubittilerden uzak bir perspektifle ve çözüme inanmış bir yaklaşımı benimseyerek bu meseleleri konuşabiliriz. Ancak, bu zemine ‘Ben yaptım oldu’ anlayışı en büyük zararı verir. Türkiye olarak çevre konusunda ne kadar hassas olduğumuz herkesin malumudur. Fakat bunun kullanışlı bir paravan olarak görülmesi ve başka tartışmalı durumların onun arkasında bir şekilde gizlenmeye çalışılması doğru olmaz.”

“Türkiye’yi yok sayma girişimleri karşısında da gerekli tepkiyi her zaman verdik”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunanistan, deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin Türkiye ile Libya, Türkiye ise Yunanistan ile Mısır arasında yapılan anlaşmaları geçersiz saymaktadır. Benzer şekilde Kıbrıs ile İsrail arasında yapılan birtakım anlaşmalar da Türkiye açısından geçersiz sayılmaktadır. Böyle bir ortamda Yunanistan ile Türkiye arasında hidrokarbon konusunda herhangi bir iş birliğinden söz edebilir miyiz?” sorusunu, şöyle yanıtladı:

“Bir düzeltme yaparak başlayalım. Sorunuzda Kıbrıs ile İsrail arasında bir anlaşmadan söz ettiniz. Orada Kıbrıs adasının tamamının İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge sınırlandırma anlaşması yaptığı gibi bir varsayım söz konusu. Bizim tanımadığımız anlaşma Güney Kıbrıs’taki Rum Yönetimi ile İsrail arasında yapılmış ve adanın asli unsuru olan Kıbrıs Türkleri’nin yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatleri yok sayılmıştır. Diğer taraftan bize göre enerji bir çatışma alanı değil, bir iş birliği alanıdır. Bunun için pozitif bakış açısı ile meseleye yaklaşmak yeter de artar bile.”

Türkiye’nin, hidrokarbon kaynaklarının hakça, adil ve kapsayıcı paylaşımını savunduğuna ve sürekli bunun çağrısını yaptığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Her konuda olduğu gibi burada da egemenlik haklarımıza ve yetkilerimize saygı duyulmasını istiyor, kıyıdaş ülkelerin hak ve yetkilerine de saygı duyuyoruz. Ancak Türkiye’yi yok sayma girişimleri karşısında da gerekli tepkiyi her zaman verdik. Bunun yanında açık bir çağrı yaparak kapsayıcı bir enerji iş birliği için zemin oluşturulması gerektiğini bunun için atılacak adımlara destek vereceğimizi ilan ettik. Herkes bilmelidir ki Doğu Akdeniz başta olmak üzere bölgede Türkiye’nin içinde bulunmadığı bir enerji platformunun başarılı olması güçtür. Yıllardır dillendirdiğimiz Doğu Akdeniz konferansını toplayarak ‘kazan-kazan’ anlayışı ile bir çözüm zemini oluşturmak mümkündür.”

Exit mobile version