Erdoğan: Türkiye artık masada söz sahibi, karar alıcı ve yön verici bir güçtedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentindeki Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu temasları ve Washington’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinin ardından yurda dönüşünde, uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Bu yılki Genel Kurul’a özel olarak Gazze’deki soykırım, genel olarak Filistin davasının damgasını vurduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BM Güvenlik Konseyi üyesi Birleşik Krallık ve Fransa başta olmak üzere, 10 Batılı ülke daha Filistin’i tanıdıklarını açıkladı. Özellikle Güvenlik Konseyi üyesi bu iki ülkenin tanıma kararları tarihî niteliktedir. Bu noktaya gelinmesinde şüphesiz biz ve bizim gibi tarihin doğru tarafında duran ülkelerin diplomatik gayretlerinin büyük etkisi oldu.” ifadelerini kullandı.
“Atılan çamurlarla kirletilemeyecek kadar güzel bir ziyaretti”
Bir gazetecinin, ABD Başkan Trump’la görüşmesinde Türk-Amerikan ilişkilerinin bundan sonraki seyrinde nasıl bir karşılığı olacağını düşündüğü, dışarıda ilk görüldüğünde atmosferin çok sıcak, pozitif ve yapıcı olduğunu belirterek, baş başa görüşmelerde detay ve teknik konulara girildiğinde genel havanın nasıl seyrettiğini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“Beyaz Saray’da Sayın Trump ve heyeti tarafından gayet iyi ağırlandık. Washington’dan memnun ayrılıyoruz. Atılan çamurlarla kirletilemeyecek kadar güzel bir ziyaretti. Sayın Başkan’la samimi, yapıcı ve verimli bir atmosferde görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Zaten Sayın Trump ile ilişkimiz, malum geçmişten bu yana çok iyi. İlk döneminde farklı bir diyaloğumuz vardı, o devam ediyor. Bu durum inanıyorum ki Türk-Amerikan ilişkilerine de olumlu yansıyacak. Bugüne kadar, dostlarımızla konuşurken açık, net ve ilkeli bir dil kullandık ve kullanıyoruz. Sayın Trump da açık konuşmayı seven, düşüncelerini perdesiz dillendiren bir siyasetçi.
Amerika ile ilişkilerimizi, karşılıklı saygı temelinde ilerletiyoruz. Tek görüşmeyle her meseleyi halletmek tabii ki mümkün değil. Fakat bu temas, birçok konuda anlamlı ilerleme sağlamamıza yol açtı. İki ülkenin ticaret hacmi de potansiyeli de ortada. 100 milyar dolarlık ikili ticaret hedefimiz var. Liderler olarak bunu harekete geçirecek politik iradeye sahibiz. Görüşmemizde ticaret ve yatırımların yanı sıra Gazze’deki insani felaketi ve Suriye konusunu da ele aldık. Sayın Trump’ın küresel barış vizyonunu ben de destekliyorum. Akan kanın durması noktasında iki tarafta da bir mutabakat söz konusu. İnşallah bu konuda da kısa sürede bir açılım sağlarız. Yemekte de bütün bu konuları her yönüyle ele alma fırsatını bulduk. Gerek şahsım, gerek bakan arkadaşlarımla birlikte bunları değerlendirdik.”
“Türkiye artık masada söz sahibi, karar alıcı ve yön verici bir güçtedir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Mısır arasında iyi ilişki kurulduğu, 13 yıl aradan sonra iki ülkenin Deniz Kuvvetlerinin Akdeniz’de ortak tatbikat yaptığı anımsatılarak, “Acaba Türkiye ile Libya arasındaki deniz yetki anlaşmasının bir benzerinin Mısır’la da olabileceğinin bir işaret mi?” ve “Türkiye-Libya-Mısır yakınlaşması acaba İsrail ve Yunanistan cephesinde nasıl yankı bulur bu bağlamda? Buna ek olarak KIZILELMA insansız savaş uçağının inip kalkacağı, inşasına yeni başlanan ikinci uçak gemimizin ne zaman donanmaya katılacağı belli mi?” sorularına yanıt verdi.
Libya’da çatışan iki taraf arasında Türkiye’nin arabuluculuğuyla sağlanan barışın, sadece Libya halkı için değil, tüm bölge için bir umut kaynağı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mısır ile kurduğumuz iyi ilişkiler ve 13 yıl aradan sonra Deniz Kuvvetlerimizin Akdeniz’de birlikte tatbikat yapması Türkiye’nin bölgesel barışta ve güvenlikte oynadığı rolün somut göstergesidir.” dedi.
Türkiye ve Mısır’ın bölgenin iki önemli ülkesi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Son yıllarda ilişkilerimizdeki ilerleme tarihî seviyelerde. Bu iş birliği alanlarını artırmak için çalışıyoruz. Türkiye’nin kimsenin hakkında, egemenliğinde gözü yoktur ancak kendi hak ve menfaatlerini de korumakta kararlıdır. Akdeniz’deki kaynaklar konusunda yaklaşımımız nettir. Biz bu kaynaklardan payımıza düşeni alır, kazan kazan ilkesiyle de komşularımızla birlikte iş yaparız. Türkiye’nin bu kararlı duruşu bölgede hesapların yeniden yapılmasına neden oluyor, Türkiye artık masada söz sahibi, karar alıcı ve yön verici bir güçtedir.
Uçak gemimizin yapımıyla ilgili çalışmaya gelince, bu konunun sorumluluğu, mesuliyeti birinci derecede Deniz Kuvvetleri Komutanımıza aittir ve özellikle de Millî Savunma Bakanımız Yaşar Güler de işin takibini yapıyor. Zaman olarak ‘şu zaman bitecek’ diye bir ifade kullanırsak bu biraz abartılı olur ama herhâlde 1-2 yıl içerisinde inşallah gemimizi bitireceğiz.”