Adalet Bakanı Tunç, “Belediyelere yönelik soruşturmalar siyasi değil” açıklamasında bulundu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da basın mensuplarının sorularını cevapladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP’li belediyelere yönelik soruşturmaların siyasi olmadığını belirterek “Cumhuriyet savcıları görevlerini yapıyor.” dedi.
İddianame yazım sürecinin de devam ettiğini hatırlatan Bakan Tunç, ‘Baklava kutularında paralar çıktığını kamuoyu gördü. CHP lideri yargıyı etkileyecek beyandan kaçınmalı. İhbar edenler de itirafçı olanlar da kendileri. Soruşturmaların seyrini beklemeliyiz.’ ifadelerini kullandı.
“Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilere yaptığı açıklamaları şöyle: Daha soruşturma başlar başlamaz hemen dosya ile ilgili beyanlarda bulundu. Bunun bir adli soruşturma olmadığını siyasi soruşturma olduğunu kamuoyuna yansıtmaya çalıştı. Bunlar doğru değil.
İhbarlar neticesinde başlayan bir soruşturma. Soruşturma siyasi değil. Cumhuriyet savcıları görevlerini yapıyor. Tek kişi görev yapmıyor, yürüyen süreçler var. Masumiyet karinesine önem veriyoruz. Elbette ki kararlar eleştirilebilir. Soruşturmanın seyrini beklemek zorundayız.
Baklava kutularından paralar çıktı. Herkes bunu gördü. Burada bir yolsuzluk varsa ve bu noktada değerlendirmesini kamuoyu yapacaktır. Yargıyı rahat bırakmak lazım. İddianame yazım süreci devam ediyor. Türkiye’de hak arama yolları sonuna kadar açık ve bunlar gerçekleşiyor. Türkiye’de ikili hukuk sistemi yoktur. Demokratik hukuk sistemi vardır.
Adalet Bakanlığı’ndan istenen soruşturma izni verilmektedir. Adalet sistemimizi yıpratmayan yönelik ibarelerden kaçınmak gerekir. Kapsamlı bir soruşturma. Çok sayıda şüpheli var. Tüm bunlar belli bir zaman alan hususlar. Sağlıklı bir soruşturma yürümesi hepimizin temennisi.
Aileye baş sağlığı diliyoruz. Uzun yıllardır konuşulan ve yargının gündeminde yer alan Rabia Naz’ın vefatı hepimizi o dönemde üzmüştü. Hâlâ üzülüyoruz. Çocuklarımızın bu şekilde hayatını kaybetmesi, canlarına kıyılması hepimizin yüreğini yaralıyor. Bu nedenle, çocukların korunması son derece önemlidir. Çünkü çocuklar, çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız kişilerdir. Her türlü istismara, tehlikeye ve şiddete karşı çocukları korumak öncelikle ailelerin görevidir. Ancak aileler bunu hakkıyla yerine getiremiyorsa, elbette ki devletin görevi devreye girer.
O dönemde bir adli soruşturma gerçekleştirilmişti. Yargılamalar yapıldı ve yargı bir karara vardı. Karar kesinleşti. Aile, bu süreçte iddialarını sürdürdü. Meclis’te de geçmişte bu konuyla ilgili bir araştırma komisyonu kurulmuştu. Yargı süreçleri tamamlandı ve kesinleşti.
Aile, süreçle ilgili hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi karar verdi ve tazminata hükmetti. Soruşturmada özellikle bazı eksiklikler ve ihmaller nedeniyle hak ihlali olduğu ve bu nedenle manevi tazminata karar verilmesi gerektiği Anayasa Mahkemesi tarafından belirtildi.
Elbette Anayasa Mahkemesi’nin gerekçelerine bakmak önemlidir. Bu gerekçelerde yeniden yargılamayı gerektirecek bir husus olup olmadığı değerlendirilebilir. Yeniden yargılama, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre belli bir usule tabidir ve bu şartlar gerçekleştiğinde yeniden yargılama kararları verilebilmektedir. Ancak Anayasa Mahkemesi burada yalnızca tazminata karar verdi; yeniden yargılamaya karar vermedi. Gerekçelerine bakmak ve yargı mensuplarının bunları incelemesi gerekecektir.”
Çocuğun yaşına uygun yargılama olması gerektiğini söyleyen Bakan Tunç, kurallar çerçevesinde yargının görevini yaptığını belirtti.
“Suça sürüklenen çocuklar konusu son zamanlarda kamuoyunda çokça tartışılan bir konu haline geldi. Özellikle hem suç mağduru çocukların adliyelerde örselenmeden adli süreçlerden çıkabilmesi hem de suça sürüklenen çocukların yargılama süreçlerinde onların özellikle yaşına uygun bir yargılamanın yapılması önemli.
Burada tabi bütün dünya ülkeleri demokratik hukuk devletlerinde sistem hemen hemen aynı. Yani birbirine benzeyen hususlar. Bizim çocukların yargılanması Türkiye’de on iki yaş altı çocuk bir suç işlemişse onun ceza sorumluluğu yok ama bazı tedbirler alınıyor koruma tedbirleri.
12 ile 15 yaş arasında bir çocuk suç işlemişse orada cezası diğerlerine göre yarı oranında indirilerek veriliyor ve bazı tedbirler tabii adli tıp raporu da alındıktan sonra bunlar yapılıyor. Üçte biri indiriliyor. Burada tabii akademisyenler, uygulayıcılar, hakim ve savcılarımızla yaptığımız görüşmeler var. Özellikle Minguzzi evladımızın katlinden sonra daha çok bu tartışmalar başladı.
Burada 15-18 yaş aralığı bazı ülkelerde 16-18 şeklinde uygulanıyor. Bazı ülkelerde bazı suçlar bakımından farklı uygulamalar var. Biz de bunu tartışıyoruz. Bir alternatifli taslak çalışmalarımız var. Bunları milletvekillerimizin huzurlarına getireceğiz. Burada özellikle 15-18 yaş grubunun yaş büyüdükçe ceza miktarının düşmesi bakımından farklı bir uygulama yapılabilir mi, buna bakmamız gerekecek ve bazı suçun işleniş şekli kişinin suç işleme eğilimi ve o suçun kamu düzenini bozma tehlikesi ve ortaya çıkan zarar tüm bunları göz önünde bulundurarak ve çocuğun gelişimi ve yaşı dikkate alınarak ve toplumda özellikle infial uyandıran kasten öldürme gibi, kadın cinayeti gibi ve yine cinsel istismar gibi bu tür ağır suçları işleyen on beş, on sekiz yaş grubundaki çocuklar bakımından yaşa göre cezada indirim noktasında bir kademelendirme ihtiyacı söz konusu.
Biz alternatifli taslak çalışmalarımızı göndereceğiz. Burada özellikle çocuk eğitim evleri, çocukların hem açık cezaevlerinde hem kapalı cezaevlerinde barındırılması süreçlerindeki çalışmalarla ilgili de bir kapsamlı bir 11. Yargı Paketi’ne yetişecek, çocuklarla ilgili bölümün olması gerekiyor.”