Bakan Tekin’den eğitim öğretim gündemine ilişkin açıklamalar.
Okullarda ara tatilin kaldırılması tartışmalarına ilişkin soru üzerine Tekin, okullarda eğitim verilen toplam iş günü sayısı itibarıyla Türkiye’nin dünya ortalamalarının çok altında olmadığına işaret etti. Çok fazla ders günü olan ülkeler bulunduğunu ama Türkiye’deki sürenin OECD ortalamalarına denk olduğunu söyleyen Tekin, “Biz vasat bir noktadayız. Burada sorun aslında bu rakamlardan ziyade şurada: Her bir tatilden sonra çocukların tekrar sürece adapte olmaları, tekrar eğitim öğretim ortamlarına ısınmaları ciddi şekilde vakit alıyor. Bu, sadece bizim için değil, dünyanın her tarafında da tartışılıyor.” dedi.
Hem OECD hem Birleşmiş Milletler’in bu konuda yapılmış araştırmaları bulunduğunu kaydeden Bakan Tekin, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dünyanın her tarafında bu ara tatillerden sonra öğrenme süreçlerinin kesintiye uğradığına, dezavantajlı öğrencilerin öğrenme kaybı yaşadıklarına, ara tatil sonrası okulda adaptasyon sorunları yaşandığına, öğrenmede meydana gelen kesintili sürecin öğrencilerde olumsuz etkiler bıraktığına dair birçok eleştiri var, eğitim öğretim süreçleriyle alakalı olarak…
Her ülke kendi koşullarına göre bunun olumsuzluklarını tolere edebilecek tedbirler almış. Bizde şöyle bir sorun var: Kabaca baktığımızda Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, 29 Ekim, yılbaşı, sömestir tatili, 23 Nisan, 19 Mayıs, 1 Mayıs, kar tatili… Baktığımızda her birinde tatil oluyor ve tatil sonrası özellikle temel eğitim çağındaki yani okul öncesi, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinde bu tür öğrenme kayıpları olduğuna dair, yeniden adaptasyon sorunları yaşandığına dair eleştiriler var. Bu konu, ben bakan olduğum yıl da çok tartışılmıştı. Biz de onun üzerine dedik ki bu konularda sahada araştırmamızı yapacağız, birkaç yıl izleyelim, ondan sonra değerlendirme yaparız.
“Ara tatil konusunda verilmiş bir karar yok, yakından izliyoruz”
Bakanlıkta her bir eğitim öğretim dairesinde daha önce ‘İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı’ oluşturduklarını hatırlatan Bakan Tekin, ilgili genel müdürlük bünyesinde uygulamaya konulan her bir politikanın, her bir tedbirin ne tür sorunlar ortaya çıkarabileceği veya sahada ne tür taleplerle karşı karşıya kalındığını bu dairelerin kendileriyle paylaştığını, ona göre tedbirler aldıklarını anlattı.
Tekin, “Ara tatillerle ilgili de biz öğretmen arkadaşlarımıza, öğrencilerimize, velilerimize soruyoruz, takip ediyoruz. Bununla ilgili de gerekli değerlendirmeleri yaparız. Eğer kaldırılması yönünde kanaat oluşursa kaldırırız; yok ‘Faydalıdır, devam etmesi uygundur.’ denirse devamını sağlarız. Burada herhangi bir verilmiş bir karar yok, yakından izliyoruz.” şeklinde konuştu.
“Servise bindiği andan akşam eve gidene kadar tüm süreç eğitim öğretimin parçası”
Ara tatil konusuna velilerin bakışının sorulması ve okulların sadece eğitim verilen mekânlar değil, çocukların vakit geçirdikleri yerler olduğu değerlendirmelerinin hatırlatılması üzerine Tekin, eğitim öğretim sürecini sadece ders olarak okumamak ve görmemek gerektiğini vurguladı. Temel problemin burada olduğunu dile getiren Tekin, “Biz okul ortamını Türkiye’de demokrasi kültürünün yerleştiği, insanların birbirine saygı, hoşgörüyle yaklaştığı, temel hak ve hürriyetlere riayet ettiği, geleneklerimizin öğretildiği, çocuklarımızın oyun oynarken bile birbirinin hukukuna riayet etmeyi öğrendiği ortamlar olarak görüyoruz. Dolayısıyla servise bindiği andan akşam eve gidene kadar bütün süreci eğitim öğretimin parçası sayıyoruz ve ona göre tedbirlerimizi almaya çalışıyoruz.” diye konuştu.
Bakan Tekin, ara tatil konusuna muhalefetin bakışına ilişkin soruya, “Muhalefetin bu konudaki tavrı genellikle, daha önce kendileri teklif etseler dahi, biz yapacağımız zaman eleştirel bir dil kullanmaya çalışıyorlar. Biraz da kendileriyle bu konuda tatlı sert polemiklere de giriyoruz. İzliyoruz biz de onların söylediklerini.” karşılığını verdi.
Tekin, zorunlu eğitim sistemi konusunda bir değişiklik hazırlığı bulunup bulunmadığı sorusu üzerine, eğitim öğretim ortamlarının iyileşmesi, bilgiye erişimle ilgili imkânların yaygınlaşması ve kolaylaşması nedeniyle çocukların eğitiminin daha erken yaşta tamamlanmasına yönelik tartışmanın dünyanın her tarafında yürüdüğünü vurguladı.
“Müfredatı revize ettik, çok pozitif dönüşler alıyoruz”
Bakan Tekin, “Bugünün gerekliliklerine, çağa uygun, ihtiyaçlara yönelik bir müfredatın düzenlenmesi gündeminizde mi?” sorusu üzerine bunu iki yıldır yaptıklarını anlattı. 2024-2025 eğitim öğretim yılının başında Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla bütün programları, bütün müfredatları köklü bir revizyona tabi tuttuklarına işaret eden Tekin, “Burada üç şey yaptık. Birincisi, bizim programlarımız dünyada kazanım sayısı itibarıyla ağır olarak tanımlanan programlardan biriydi, onu yaklaşık üçte bir oranında hafiflettik. İkincisi, dünyada pedagojik anlamdaki bütün değişiklikleri, eğitim sektöründe metodolojik anlamda ne tür değişiklikler varsa, kazanımdan beceri temelli eğitime kadar, hepsini programlarımıza yansıttık. Üçüncüsü de biz imparatorluk geleneği olan bir toplumuz ve bir arada yaşamayı, bir millet olmayı çocuklarımıza, gençlerimize mutlaka verebilmek durumundayız. Üzerinde yaşadığımız coğrafya bu anlamda bizi çok kritik hâle getiriyor. Üçüncü yaptığımız şey de millî ve manevi değerler noktasında yani çocuklarımıza bir millet olma şuuru, bu milletin değerlerini taşıma, gelecek kuşaklara aksettirme bilinci kazandırma anlamında toplumun bizden beklentilerini programların içine yerleştirdik.
Bu yıl ikinci yıl, bu konuda da izleme ve değerlendirme süreçlerini yürütüyoruz. Şu anda öğretmen arkadaşlarımız, öğrenci arkadaşlarımız yeni değişen programları tanıdıkça çok hızlı bir şekilde adapte oluyorlar ve bize çok pozitif geri dönüşler yapıyorlar. Hem toplumun beklentilerini karşılamak anlamında hem de yeni, çağdaş metodolojik ve pedagojik gelişmeleri programlarımıza adapte etmek anlamında biz müfredatları revize ettik.”
“Sınav sisteminde herhangi bir değişiklik gündemimizde yok”
Sınav sistemiyle ilgili herhangi bir değişikliğin gündemde olmadığının altını çizen Bakan Tekin, “Çocuklarımız asla tedirgin olmasınlar. Sınav sistemiyle alakalı herhangi bir değişiklik gündemimizde yok. Bunu, kamuoyunda birileri manipüle etmek; çocuklarımızın, gençlerimizin kafasını karıştırmak için ısrarla söylüyorlar. Biz de her gittiğimiz yerde bunu ifade ediyoruz: Böyle bir şey yapacak değiliz, gündemimizde yok. Yapacak olsak da siz bunu sosyal medyadan değil, biz zaten kendimiz açıklarız ama şu an gündemimizde böyle bir şey yok.” diye konuştu.
Bakan Tekin, üniversite sınavı dâhil merkezî sistemle yapılan sınavların Millî Eğitim Bakanlığının okullarında anlatılan, öğretmenlerin anlattığı, dağıtılan ders kitaplarındaki müfredattan yapıldığını ve öğrencilerin ilave bir kaynak ya da özel derse ihtiyaçları olmaması için tüm tedbirlerin alındığını söyledi.
“Özel okullar her açıdan denetleniyor”
Türkiye’de özel okullar ve özel okul fiyatlarına ilişkin soruya da yanıt veren Bakan Tekin, “Dünyada çok farklı örnekler var. Bizim iki üç katımız kadar özel okul öğrenci oranının olduğu ülkeler var, hiç olmayan ülkeler var. Bizde öğrenci kontenjanı itibarıyla Türkiye’nin kaldırabileceği kapasite, yüzde 8-10 bandında bir noktada sabitlenecek gibi duruyor.” diye konuştu.
Millî Eğitim Bakanlığı olarak özel okulların her açıdan denetlendiğini söyleyen Tekin, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Bir: Açılırken bütün standartları bizim tarafımızdan belirleniyor. İki: Buralarda çalışacak eğitimci ve diğer kadroların tamamı Millî Eğitim Bakanlığının onayından geçiyor. Üç: Eğitim öğretim süreci tamamen Millî Eğitim Bakanlığı tarafından denetleniyor.
Ücretler konusunda da Hazine ve Maliye Bakanımızla birlikte yönetmeliğimizi revize ettik. Fahiş fiyat konusunda çok hassasız. Bu konuda asgari ücretin birincisinde 10, 20 ve nihayetinde kapatmaya kadar varacak cezai müeyyidelerimiz var. Geçtiğimiz yıl ciddi tedbirler aldık.”














