Dünya Bankası ve TÜİK verileri açıklandı: Türkiye’de nitelikli insan gücü krizi

Dünya Bankası ve TÜİK’in ortak yürüttüğü “İller Bazında Beşeri Sermaye 2021-2023” araştırması, Türkiye’de nitelikli, sağlıklı, eğitimli ve yaşam güvencesine sahip insan gücünün hızla azaldığını ortaya koydu. Araştırmanın metodolojisi Dünya Bankası tarafından belirlenirken, veriler ciddi sorunları gözler önüne serdi.

dunya bankasi ve tuik arastirmasi turkiye nin nitelikli insan gucu hizla eriyor habermeydan

Dünya Bankası ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ortak yürüttüğü “İller Bazında Beşeri Sermaye 2021-2023” araştırması, Türkiye’de nitelikli, sağlıklı, eğitimli ve yaşam güvencesine sahip insan gücünün hızla azaldığını, AB ortalamasının çok gerisinde kaldığını ortaya koydu.

Dünya Bankası ve TÜİK verileri açıklandı. Türkiye’de nitelikli insan gücü krizi…

Dünya Bankası ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ortak yürüttüğü “İller Bazında Beşeri Sermaye 2021-2023” araştırması, Türkiye’de nitelikli, sağlıklı, eğitimli ve yaşam güvencesine sahip insan gücünün hızla azaldığını, AB ortalamasının çok gerisinde kaldığını ortaya koydu.

Araştırmaya göre, Türkiye’nin beşeri sermayesi ülke genelinde düşüş gösterirken, il bazında en yüksek insani sermayeye sahip şehir Çanakkale oldu. Beşeri Sermaye Endeksi (BESE), 0-1 arasında değerlendiriliyor ve 1’e yaklaşan değerler, gelecek nesillerin eğitim, sağlık, beslenme ve kişisel yetenekler açısından güçlü olduğunu, ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacağını gösteriyor.

Ancak 2023 sonu itibarıyla Türkiye’nin BESE değeri 0,690 olarak kaydedildi. 2022’de 0,696 olan endeks, Kahramanmaraş-Hatay merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinin ağır insani ve ekonomik yıkımı nedeniyle sert şekilde düştü. AB ortalaması ise 0,730 olarak ölçüldü. Türkiye’de AB ortalamasına en çok yaklaşan iller Çanakkale (0,781), Antalya (0,761) ve Erzincan (0,756) olurken, en düşük BESE değerine sahip iller Şırnak, Şanlıurfa, Ağrı, Muş ve Gümüşhane olarak öne çıktı.

Beşeri Sermayede Alt Bileşenler de Kötü Durumda

Endeksin alt bileşenleri incelendiğinde tablo daha da karanlık: hayatta kalma oranı yüzde 0,3 azalarak 0,985’e geriledi, eğitim ise yüzde 0,8 düşüşle 0,725’e indi. Sağlık göstergesi ise yüzde 0,2 artışla 0,966 seviyesinde kaldı. Uzmanlar, bu artışın 6 Şubat depremleri sonrası sahra hastanelerindeki sağlık hizmetlerinin etkisiyle oluştuğunu belirtiyor.

Beşeri sermayedeki düşüşün başlıca sebepleri arasında 6 Şubat depremleri, altyapı ve kamu hizmetlerinin zarar görmesi ile 2021’den bu yana devam eden ağır ekonomik kriz yer alıyor. Yüksek enflasyon, yüksek faiz ve düşük maaşlar, özellikle emekliler ve asgari ücretliler başta olmak üzere nüfusun önemli bir kısmını açlık sınırının altında gelire mahkum ediyor.

Gençler ve Çocuklar Gelecekten Umutsuz

Dünya Bankası’nın oluşturduğu endeks, bugün doğan bir çocuğun 18 yaşına geldiğinde sahip olması beklenen beşeri sermayeyi ölçüyor. Türkiye’de gençler, eğitim, iş bulma ve insanca yaşam koşulları açısından ciddi kaygı ve umutsuzluk yaşıyor. Üniversite mezunu gençlerin yüzde 70’inin yurt dışında yaşamak istediği çeşitli anketlere yansıyor. “Ev genci” olarak nitelendirilen ailelerine bağımlı genç nüfus da artıyor.

Çocuklar açısından tablo çok daha vahim: TÜİK’in Türkiye’de Çocuk 2025 Araştırması’na göre, 15 yaş altı çocukların 6,7 milyonu günde bir öğün et, tavuk, balık veya yumurta yiyemiyor, 7,8 milyon çocuk hayatında bisiklete binmemiş, 2,5 milyon çocuğun ise uygun kıyafeti ve ayakkabısı yok. Yaklaşık 4 milyon çocuk yaşına uygun kitaplara erişemiyor, 14 milyon çocuk ise boş zamanlarında spor ve kültürel etkinliklerden yoksun. 11 milyon çocuğun ise tatil yapma imkânı bulunmuyor.

Türkiye’de toplam nüfusun yüzde 28,4’ü yoksul iken, çocuk yoksulluğu yüzde 35,3 ile bunun 5 puan üzerinde. OECD üyesi 37 ülke arasında Türkiye, çocuk yoksulluğunda ikinci sırada yer alıyor.

Uzmanlar, Türkiye’nin beşeri sermayesindeki hızlı erimenin uzun vadede ekonomik büyüme, toplumsal refah ve kalkınma üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabileceği uyarısında bulunuyor.

Exit mobile version