Bakan Bolat: Türkiye dünyada çok önemli bir tarım ülkesi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, gelecek hafta yapılacak 4. Tarım Orman Şurası kapsamında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi’nde düzenlenen “Tarım Diplomasisi Atölyesi”ne katıldı.
Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen “Günümüz Dünyasında Tarım Diplomasisi” başlıklı özel oturumda soruları yanıtlayan Bolat, konuşmasına Orman Şurası’nın hayırlı olması temennisinde bulunarak başladı.
Dünyada hiç ölmeyecek çok önemli üç sektör bulunduğunu, bunların en önemlilerinden birinin gıda olduğunu belirten Bolat, şunları kaydetti:
“Yemeden, içmeden yaşayamayız. Su içmeden 3 gün, yemek yemeden 26 gün maksimum ancak yaşayabiliriz. Demek ki en stratejik, en öncelikli sektörlerden birisi tarım ve gıda. İkincisi tekstil giyim, giyinmeden yaşayamayız, 8 milyar insan var herkes giyinecek. Demek ki bu da kıyamete kadar devam edecek bir sektör. Üçüncüsü ise barınma, konut. Yani soğukta, aşırı sıcakta, sokaklarda, tarlada veya arsada yaşayamayacağımıza göre konut ihtiyacımız var, o da çok önemli. Kovid-19 döneminde en birinci sektörün tarım olduğunu, gıda olduğunu hep birlikte gördük. Marketler her gün boşaltıldı, dolduruldu. Bakkallar, marketler, manavlar, her yer aynı şekilde. Karantina günlerinde biz bunların önemini anladık. Sonra 2 yıl sonra Rusya-Ukrayna savaşı patlak verdi, enerjinin ne kadar değerli olduğunu anladık. Enerji, petrol iki katına, doğalgaz dört katına çıktı 15 gün bir ay içinde ve Türkiye’nin enerji ithalat faturası 2021’de 45 milyar dolarken 2022’de 100 milyar dolara çıktı. Enerji de çok önemli, damarlarımızdaki kan kadar önemli.”
“Türkiye dünyada çok önemli bir tarım ülkesi”
Rusya, Ukrayna, Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin 23 Temmuz 2023’teki Tahıl Anlaşması’nın önemine işaret eden Bolat, 33,3 milyon ton Ukrayna ve Rusya tahılının dünyaya taşındığını anımsattı.
Bolat, “Eğer o tahıl taşınamamış olsaydı dünyada hububat fiyatları 3-4 katına fırlayacaktı, o yaz ve devamında insanların en temel ihtiyaç ürünü olan buğday, un, arpa, mısır, ayçiçeği gibi ürünler dünya piyasalarına ulaştı. Ukrayna, Rusya fazlasından kurtuldu ve fiyatlar aşağı düştü, tüketiciler de rahat etti.” dedi.
Bu anlamda bu anlaşmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Bolat, bir yıl sonra anlaşmanın bozulduğunu ama tahıl ticaretini Rusya’nın da, Ukrayna’nın da yapabildiğini anlattı.
Ticaret Bakanı Bolat, Türkiye’nin çok önemli bir tarım ülkesi olduğuna dikkati çekerek şu bilgileri verdi:
“Biz tarımsal üretimimizi 30 milyar dolardan 75 milyar dolara yükselttik. 2002’de 3,4 milyar dolar olan ihracatı 32,5 milyar dolara yükselttik. Ve halkımızın da ihtiyacı olan tüketim ürünlerini, gerek arz yönünden gerek fiyatlar gerekse üreticiyle tüketiciyi buluşturma yönünden, bulmalarını mümkün kıldık. Yani tüketici arar bulamaz, üretici üretir satamaz durumu hiçbir zaman olmasın diye gayret ettik. Bütün dünya ülkeleri temel tüketim ürünlerinde ve arz güvenliğinin tehlikeye girdiği durumlarda ihracat-ithalat noktasında kısıtlayıcı ya da genişletici kararlar almak durumunda kalırlar. İhracatın şu faydası var; bu artan üretim, ihracatın da getirdiği ivmeyle sağlandı. İhracat olmasaydı bizim üretimimiz 30 milyar dolardan 75 milyar dolara çıkamazdı. Çiftçimiz de kazandı, tüketicimiz de kazandı, ihracat olarak biz de döviz kazandık.”
“(Zirai don) Gerekli tedbirleri alıyoruz çiftçilerimizi inşallah zarar ettirmeyeceğiz”
Bakan Bolat, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile sık sık görüştüklerini dile getirerek, “Ticaret bakanıyım ama ilgileniyorum. Niye? Tarımsal üretimin durumu, güvenlik, tabi bu tüketime yansıyacak. Bunlar her gün kulağımızda her saat çalan ziller ve bu konudaki takibimiz çok önemli. Tedbir almamız lazım önceden.” dedi.
10 Nisan’daki zirai don sebebiyle yaşananları da yakından takip ettiklerini anımsatan Bolat, “Gerekli tedbirleri de alıyoruz. Çiftçilerimizi de inşallah zarar ettirmeyeceğiz. Bakanım ve ekibi o konuda gereken her şeyi yapıyor.” diye konuştu.
Bakan Bolat, dünyada 730 milyon insanın açlık tehlikesi içinde olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
“2 milyar 300 milyon insan gıda güvensizliği tehlikesiyle karşı karşıya. Günde üç öğün yeme içme ihtiyacı var, kimileri için iki öğün ama sürekli devam eden bir faaliyet. O yüzden stratejik öneme haiz çok önemli bir durum. Gıda güvenliği veya güvensizliği deyince tabi Gazze’yi asla unutmamalıyız. Şimdi hepimiz için aklımızdan çıkarmamamız gereken çok önemli bir durum. 2,5 milyon nüfuslu Gazze’de 2 milyon insan kaldı ve bu insanlardan 60 bin kişi şehit edildi. Bir soykırım var, bir de açlıkla soykırıma uğratma var. Bir silahla yapıyorlar, hiçbir medeni kurallara, savaş kurallarına, savaş hukukuna dahi uymadan dünyanın gözü önünde yapılıyor ve bir de açlıkla yapıyorlar. Yardım stoklarını, yardım tırlarının ülkeye girmesine izin vermiyorlar. 18 Mart’tan bu yana tek bir kilo gıda yardımı içeriye giremedi. Bu da insanlık tarihinde unutulmayacak bir durumdur.”