Bakan Kurum’dan Marmara’ya kıyısı olan belediyeleri müsilaj uyarısı!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2. Uludağ Çevre Forumu’nda konuştu.
Konuşmasında Marmara’daki müsilaj sorununa ayrı bir parantez açan Bakan Kurum, “İklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarının yükselmesi, gerekli önlemlerin alınmamasıyla kirlilik yükünün artması, maalesef Marmara’da müsilajın yeniden görülmesine sebep oluyor. Bakanlık olarak müsilaja karşı belediyelerimizle ortak mutabakatla bir masa etrafında aldığımız eylem planına sadık bir şekilde çalışıyoruz. Ancak üzülerek ifade etmem gerekir ki eylem planında beraber çalıştığımız, beraber hazırladığımız, ortak mutabakatla imza altına aldığımız belediyelerimiz vazifelerini yeterince yerine getirmiyor” dedi.
“ÇEVREDE, DEPREMDE SİYASET OLMAZ”
Bakan Kurum, Marmara’ya kıyısı olan belediyeleri bir kez daha “Marmara Denizi Koruma Eylem Planı” kapsamında taahhüt ettikleri ileri biyolojik arıtma tesislerini bir an önce tamamlamaları konusunda uyardı: Ben Marmara’ya kıyısı olan tüm belediyelerimizden vakit geçirmeden, artık çok geç olmadan doğamıza verdiğimiz sözleri yerine getirmelerini bekliyorum. Müsilaj ve benzeri sorunların yeniden yaşanmaması için söz verilen atık su arıtma tesisleri artık yapılmalı. Burada bekleyecek bir zaman kalmadı. Biz bu noktada üzerimize düşeni yapmaya da her türlü desteği vermeye de hazırız. Çevrede, depremde siyaset olmaz. Bu nedenle tüm Marmara’da olduğu gibi burada da önlemlerimizi alacak, denetimleri çok daha yoğun yapacak ve her türlü yaptırımları uygulamaktan geri durmayacağız.
“AFETLER EKOSİSTEMİN DENGESİNİ ALT ÜST EDİYOR”
Bakan Kurum, konuşmasında iklim krizinin etkilerini anlattı: Küresel ölçekte afetsiz geçen tek bir günümüz kalmadı. Türler hızla yok oluyor, kasırgalar, seller, orman yangınları ve kuraklık gibi afetler ekosistemin dengesini alt üst ediyor. Tarım ve gıda güvenliği ciddi risklerle karşı karşıya. Salgın hastalıklar küresel hale geliyor, iklim göçleri ile beraber bazı şehirler insansızlaşıyor. Bu duruma sebep olan üretim ve tüketim alışkanlıklarının artık tarihe karışması gerektiğinin herkes farkında ama mevcut küresel sisteme ve dünyayı en çok kirleten ülkelere dair duyulan güvensizlik de ortada.
“DÖNGÜSEL EKONOMİDEKİ FIRSATLARI DEĞERLENDİRECEĞİZ”
Bakan Kurum, forumda, iklim krizine karşı Türkiye’nin yaptığı çalışmaları ve aldığı önlemleri paylaştı, “Bu manzara karşısında Türkiye olarak, 2016 yılında Paris İklim Anlaşması’ını imzaladık. Ancak, adaletsiz uygulamaları da şerh olarak düştük. Türkiye’nin büyümesine, kalkınmasına, istihdamına halel getirmeyecek şekilde süreci yürütüyoruz. Bir taraftan büyüceğiz bir taraftan gelişeceğiz bir taraftan da doğamızla uyumlu, sanayi devrimini kaçırmış, döngüsel ekonomideki fırsatları değerlendireceğiz” dedi.
“SIFIR ATIK PROJEMİZDE YENİ BİR AŞAMAYA GEÇİYORUZ”
Bakan Kurum, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile getirilen kısıtlamalarla ilgili süreç karşısında Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ile bu durumu fırsata dönüştürecek hazırlıkları yürüttüğüne işaret etti:
Sanayide Yeşil Dönüşüm için yeni bir sayfa açtık. Artık sanayi tesislerimiz Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi’ne sahip olacak, ticari kısıtlamalara takılmayacak, yeni üretimde çok fazla pay sahibi olacaklar. İklim değişikliği ile ilgili finansmana çok daha hızlı bir şekilde ulaşacak. Geri dönüşüm konusunda da artık kaynaklarımızın sınırsız olmadığı bilinciyle hareket etmek zorundayız. Üretimi, tüketimi, alışkanlıkları gözden geçirmek zorundayız. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde yürüttüğümüz Sıfır Atık Projemizde yeni bir aşamaya geçiyoruz. Çevre Ajansımızla Depozito Yönetim Sistemi için gerekli altyapı çalışmalarımızı tamamladık. Kızılcahamam’dan sonra Sakarya’yı da depozito sistemimiz için pilot il olarak belirledik. Böylelikle bu sistemi 81 ile yayarak geri dönüşümde hem vatandaşımızın hem çevremizin kazanacağı bir sürece girmiş olacağız. İnşallah hep birlikte bu mücadeleyi sürdürecek; 2053 yılına kadar alüminyumdan çeliğe, çimentoya kadar birçok sektörde emisyon azaltımı sağlayacağız.